26 Aralık 2007 Çarşamba

T A L İ H K U Ş U














S İ Z E D E Ç I K A B İ L İ R

Yeni bir yıla daha girmek üzereyiz. İnsanlar yeni yıla yeni bir heyecan ve yeni bir ümitle girmek isterler. Ne var ki, ümit deyince, akla ilk gelen piyango heyecanıdır. Zengini fakiri, köylüsü şehirlisi, büyük ikramiye hayali ile bayilere koşarlar. Gişe önlerinde bilet almak içinj kuyruğa girenlere haberciler “büyük ikramiye size çıkarsa neler yaparsınız” diye sorular yöneltirler. Verilen cevaplar aşağı yukarı hep aynıdır. Her iştirakçi, fakirlere yardım etmek, okul veya hastane yaptırmak, çocuk okutmak, hayır kurumlarına bağış yapmak gibi hayırlı işlerde kullanacaklarını söylerler. Zaten bu kadar yardım yaptıktan sonra kendilerine pek bir şey kalmayacaktır ama olsun hayır kazanmak onlara yetecektir.






Kumar illetinin ne kadar yıkıcı bir âfet olduğunun farkında olmayanlar, bunu bir eğlence ve şans deneme fırsatı olarak görürler. Zaten çokları da bu çekilişin bir kumar olduğunu kabul etmezler. Zira piyango çekilişi, devlet eliyle yapılmakta ve isminin başında da “milli” ifadesi yer almaktadır. Oldukça yüksek bir ikramiye ortaya konulduğu için de, çok cazip gelmektedir. “Size de çıkabilir” ve “Ya çıkarsa?” gibi reklâmlarla, insanların hırs damarı tahrik edilirken, ümitleri de istismar edilmektedir.
“Ya çıkarsa” sloganını ben Nasreddin Hoca’nın göle maya atmasına benzetiyorum. Demek ki “çıkma ihtimâli çok düşük ama, bir de çıkarsa, ihya oldunuz” demek isteniyor. Ama bugüne kadar piyangodan büyük ikramiye isabet edenlerden hiç kimsenin ihyâ olduğunu hatırlamıyoruz. Bu “sözde talihlilerin” akıbetleri bir araştırılsa, aslında ne kadar talihsiz oldukları ortaya çıkacaktır. Bizim bildiğimiz birkaç tanesi var ki, ikramiyelerini aldıktan sonra çeşitli musîbetlere maruz kaldılar, sonunda eski günlerini arar hale geldiler. Kimisi eşinden ayrıldı, yuvasını yıktı, kimisi sonradan görmenin görgüsüzlüğü ile şımarıp suç işledi, hapislere düştü, kimisi de kumarda kazandığını yine kumarda kaybetti. İnsan bunları ibret nazarı ile bir idrak etse, “size de çıkabilir” diyenlere karşı “ aman bana çıkmasın diyecektir.
Benim asıl vurgulamak istediğim bu değildi. Bir piyango çekilişi daha var ki, bütün insanlar ister istemez buna iştirak ediyorlar. Her gün çevremizde birkaç kişiye isabet ettiğini görüyoruz. Bize de isabet etme ihtimâli, piyango kumarından bin defa daha yüksektir. Bu piyango,”ecel” piyangosudur. Her an bize de çıkabilir. Geçen yılbaşından bugüne kadar yakınlarımızdan kaç kişiye ecel piyangosu isabet etti, bir düşünelim. Kaç dostumuzu veya tanıdığımızı kaybettik? Çekiliş tarihi belli olmadığından, her an bize de çıkabilir. Bunun da iki ihtimali var. “Ya daimî haps-i münferid pusulasını tut, bu açık kapıya gir." veyahut "Sana müjde! Milyonlar altun bileti sana çıkmış, gel al." Denilecektir. Böyle bir ikramiye kazanmak her insanın en büyük derdi ve ümidi olmalıdır. Bütün yatırımlarını bunun için yapmalıdır.














Hayatımızın her ânını, bu büyük ikramiyeyi kazanma arzusu ve ümidi ile değerlendirmeliyiz. Çekiliş sırası bize geldiğinde, ebedî saadeti kazandıracak olan büyük ikramiye bize isabet etmezse, işte o zaman yandığımızın resmidir.
Ecel piyangosu her an çekildiğine göre, her an “ bize de çıkabilir.” Ama çıkacak olan ikramiye acaba “haps-i münferit pusulası mı, yoksa ebedî saadet tezkeresi mi olacak, buna bakmak gerekir.

Hiç yorum yok: