25 Mayıs 2008 Pazar

YAKIN TARİHİM











Ne sırlar saklıyor yakın tarihim,

İçini dökerdi dili olsaydı.

Vatan haini kim, vatanperver kim,

İşaret ederdi eli olsaydı.

A.Y.














Yakın tarihimize hep uzaktan bakanlar, yaşanmış gerçekler yerine yaşanması mümkün bile olmayan evham ve hayalatlarını tarih diye yeni nesillere öğrettiler. Yeni bir sistem kurulurken, eskiyi ortadan kaldırmak gerekiyordu. Özellikle cumhuriyet gibi fıtrata en uygun bir rejim kurarken, saltanatın da devam etmesi düşünülemezdi. Zaten kimsenin de böyle bir niyeti ve gayreti yoktu. Tarihin akışı içinde Osmanlı Hanedanlığı büyük bir hizmet ifa etmiş, küçük bir beylikten bir dünya imparatorluğu çıkarmıştı. Bu muazzam devleti de altı yüz yıl yaşatarak tarih şeridinde parlak bir sayfaya imza atmışlardı. Daha sonra ise güç aldıkları kaynaklardan irtibatları kesilince güçsüz kalıp zayıf düştüler. Bir süre sonra, bir çok iç ve dış düşmanların ihaneti sonucu devirlerini tamamlayıp tarih sahnesinden çekildiler.

Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı'nın küllerinden doğmuş bir zümrüd-ü anka kuşudur. Taşıdığı güzelliklerin pek çoğu tarihinden miras kalmıştır.














Cumhuriyeti kurmak için topyekûn bir kurtuluş savaşı verilirken, Osmanlı'dan kalan maddî ve manevî güçlerden destek almıştır. Kurtuluş savaşını sevk ve idare eden, orduları dağıtılmış bir milletten yeni bir ordu çıkartan subaylar, Osmanlı paşalarıdır. Ayrıca, savaşın manevî kumandanları olan din adamları ve sarıklı mücahitler de yine Osmanlı medreselerinde yetişmiş insanlardı. Yani kurtuluş savaşı, Osmanlı'nın mirası ile kazanılmış bir savaştır. Cumhuriyet de bu parlak zaferlerin tatlı bir meyvesi olarak ortaya çıkmıştır. O yüzden, cumhuriyet sevmek için Osmanlı'ya sövmek gerekmez. Zamanın şartlarından ve bazı insanların zaaflarından dolayı ortaya çıkan kusurlar ve yanlışlar abartılarak geçmişimize düşman olmaya gerek yoktur. Bu millet ta başından beri cumhuriyeti sevmiş, ona sahip çıkmıştır.



















Tarihine olan saygısı, cumhuriyeti sevmesine engel olmamıştır. İnancı ise, zaten cumhuriyetin en büyük savunucusudur. Zira İslâmiyetin içtimaî esasları, meşveret ve şûra üzerine bina edilmiştir. Hanedanlık, tarih şeridindeki yerini aldıktan sonra, tekrar onun gelmesini istemek makul ve mantıklı bir istek değildir. Böyle bir özlem zaten yoktur. Zira eski hal muhaldir. Artık yeni hali yaşamak zamanıdır.

Hiç yorum yok: